29 Nisan 2009 Çarşamba

velkam!


hoşgeldin canım deve !!!


28 Nisan 2009 Salı

imdat

geriye dönüp baktığımda - her zaman olduğu gibi - yine mutsuz ve boktan yazılar göreceğim. işte benim tarihim bu mu diyeceğim.
ya mutluyken - arada bir oluyorum elbet - de yazı yazmasını öğreneceğim ya da mutsuzken yazı yazmaktan vazgeçeceğim.
eskiden de böyle olurdu, küçükken tuttuğum günlüklerde de hep çirkin yazılar olurdu, o kötü, bu kötü, şu kötü şeklinde.
değişmiyorum demek ki.
ne acı bundan 15 yıl sonra da böyle olacağını düşünmek.
somebody help me!

şu an aynen böyle bakıyorum hayata!




sallanmama

kimse sallamıyor beni.. otun bokun derdini ben çekiyorum ama neye yarar?
hepten mutsuzum artık burada olduğuma. hayatımda kendimi hiç bu kadar değersiz hissetmemiştim. niye çalışıyoruz zaten? başka şekilde de yaşanmaz mı? vardır elbet alternatifler ama ben kesin bunu da bulamam, bunu da beceremem..
kendimden ümidi tamamen kesmek üzereyim. kimseyi ve hiçbirşeyi istemiyorum.
herşey olsun bitsin, ben de öleyim gitsin.
ölesim geldi bol bol. bıktım.. çok çok bıktım burada geçirdiğim lanet olası 8 saatten.

amatisimi takmamışım acaba ondan mı?????

22 Nisan 2009 Çarşamba

başkasının işini yapan insanlar


Ben onlardan biriyim, yanımda biri daha var onlardan ve bir kişi daha tanıyorum bir üst katta, o da böyle bir insancık. İyi niyetle, sırf işler yürüsün diye aslında üstüme vazife olmayan işleri yapmamın tek sebebi işlerin yürümesi mi bilmiyorum. Bunun ameleliğinin yanısıra verdiği bir haz da var mı acaba? Bence yok, bilakis insan kendini enayi gibi hissediyor. Üstelik yerine işini yaptığın kişi en ufak bir mahcubiyet duymadan hayatına devam ediyorsa daha beter. Bir de ukalalık taslıyorsa, en süperi o işte.

Ben burda hem analistlik yapıyorum, hem geliştirmecilere yardımcı oluyorum, hem raporcusuna fikir veriyorum, hem diğer modüllerle haşır neşir oluyorum. Oysa diğer modüllerde çalışan insanlar sadece kendi modüllerinden ibaret görüyorlar hayatı. Bir mizan kelimesi geçti diyelim ki cümle içinde hemen bizim numaramızı veriyorlar. Veya fatura oluştu bir işlem sonucunda, işlemin tüm geçmişi onların tarafta gerçekleşiyor olsa da son noktada ucu muhasebeye dokunuyor ya, tüm sorumluluk bizim demektir. Bu da ister istemez bir reddedememe hali yaratıyor insanda. Her gelene kollarını açıp koynuna sokmak kaçınılmaz bir son oluyor.


Oysa ki ben de çok isterdim huysuz ve hırçın bir insan olmayı. Sert mizacımdan ötürü insanların yanıma desturla yaklaşmasını. Birşey isteyeceklerinde eğilip bükülmelerini. Ama hem yaş itibariyle hem de niyet itibariyle hiç öyle şeyler yaşanmıyor. Zorba olmak isterdim demiyorum ama bu kadar iyi niyet de bu lanet iş hayatında fazla demek istiyorum. Benim emeğim de değerli kardeşim diyebilmeli insan!
not: resimdeki Z zorro'nun değil, zorba'nın Z'si olarak düşünülürse bir anlam içerir, aksi taktirde bir hiçtir.


15 Nisan 2009 Çarşamba

iştah!

kenevirli kremimi bile ağzıma alıp emmek istiyorum. garip bir iştah peydah oldu bünyemde yine. muayyen öncesi sendromları mıdır, ne halttır bilmiyorum ama durumum içler acısı. tutamıyorum çenemi, tutamıyorum midemi..
içimde de bir sıkıntı, sanki yedikçe mutsuzluk hormonu salgılıyorum, içimi kemiren birşey var. çok kötü sardı bünyemi mutsuzluk.

9 Nisan 2009 Perşembe


insanları mutsuz eden bir insana dönüştüm iyiden iyiye. kimsenin birlikte birşey yapmak istemeyeceği bir insan oldum. sonunda yalnızlıktan başka da birşey yok bunun, biliyorum. ben herşeye ve herkese küstükçe, herkes ve herşey de bana küsüyor. boğazıma birşey oturdu şu an, yutmaya debeleniyorum, yutamazsam gözümden fırlayacak, fırlamasını istemiyorum. işyerinde adın çıkacağına canın çıksın.
insan ilişkileri hayatımın belli dönemlerinde hep problem oldu. bundan sonra da olacak, biliyorum. içimdeki destursuz insanı durduramıyorum, illa bir problem çıkartacak, bir patavatsızlık yapacak. ben buraya ait değilim sanırım, buralar bana birkaç beden fazla geliyor gibi hissediyorum.
radiohead depresyonuna ramak kaldığını hissediyorum, üç gündür başka birşey dinlemememden belli zaten.
boğazımdaki düğünün besin kaynağı hayattan çok radiohead sanki.
burada işim bitti, en yakın zamanda başka diyarlarda görüşmek dileğiylen..