10 Kasım 2010 Çarşamba

kaçıranlara duyrulur...

TEHLİKELİ OYUNLAR KASIM ve ARALIK'TA TEKRAR GÖSTERİMDE...
26 Kasım Cuma 20:00
27 Kasım Cumartesi 19:00
3 Aralık Cuma 20:00

4 Aralık Cumartesi 19:00
10 Aralık Cuma 20:00
11 Aralık Cumartesi 19:00


İTÜ Maçka Kampüsü İşletme Fakültesi Tiyatro Salonu
Oyun iki perde, 130 dakikadır
Tam: 20TL, Öğrenci:15TL
Rezervasyon için: info@seyyarsahne.com / 0531 696 41 09

3 Kasım 2010 Çarşamba

Kelimeler

kelimeler, albayım. bazı anlamlara gelmiyor.

kelimeler albayım. hangi anlama geliyor? efendim? KELİMELER albayım. hangi anlamda kullanıyoruz onları? hangi kelimeler hikmet? sizi neden yanımda dolaştırıyorum bilmem ki? bütün kelimeler genel anlamda kelime. ne demek istiyorsun oğlum? kelimeler canım işte. mesela kelebek ne kelebeği? kelebek canım, bildiğimiz kelebek. (ellerini açtı kapadı) ha, o kelebek mi? evet, o kelebek. kelimenin aslı mı nereden geliyor? bu soruya tutunalım hiç olmazsa: evet bilmiyorum...

"Nihayet insanlık da öldü. Haber aldığımıza göre, uzun zamandır amansız bir hastalıkla pençeleşen insanlık, dün hayata gözlerini yummuştur. Bazı arkadaşlarımız önce bu habere inanmak istememişler ve uzun süre, 'Yahu insanlık öldü mü?' diye mırıldanmaktan kendilerini alamamışlardır. Bu nedenle gazetelerinde, 'İnsanlık öldü mü?' ya da 'İnsanlık ölür mü?' biçiminde büyük başlıklar yayımlamakla yetinmişlerdir. Fakat acı haber kısa zamanda yayılmış ve gazetelere telefonlar, telgraflar yağmıştır; herkes insanlığın son durumunu öğrenmek istemiştir. Bazıları bu haberi bir kelime oyunu sanmışlarsa da, yapılan araştırmalar bu acı gerçeğin doğru olduğunu göstermiştir. Evet, insanlık artık aramızda yok."

"Bu düzmece oyun sona ermeli... Kendi benliğimizi bulmalıyız. Yol verip, yakarmaktan vazgeçmeliyiz. Rüyalarımızı gerçekleştirmeye çalışmamalıyız, gerçekleri rüya yapmalıyız. Çelişiksiz, dikensiz ve düzgün rüyalarımızı yaşamalıyız. Sözümüzün eri olmalıyız: kırılacak kafaları kırmalıyız. Bize acınmadığı için acımamalıyız."

'Savaştığım tüm cephelerde yenilseydim bir sorun yoktu albayım.Ummadığım yerlerden yardımlar aldım.Yani yine ihanete uğradım.

Hüsamettin Bey içini çekti : Sakın kimseye böyle bir oyun oynama oğlum, dedi. Onun köle olduğunu bildikten sonra ne zevk alıcaksın bu işten? Anlamıyorsunuz ki. Öyle olmadığına inandırcak beni. İnsan kolay inanır kölelere.Ben de bir zamanlar kölelik yaptım albayım: çok başarılıydım.Ücretim az geldiği için ayrılmak zorunda kaldım. Sonra da başka ekmek kapısı bulamadım.Gerçek köleleri çok iyi bilirim bu yüzden. Kimse beni kandıramaz bu konuda. Fakat , yorucu bi iştir albayım: herkes beceremez. Biraz önce saydığım gereksiz ayrıntılardan kurtulmuş gerçek bir köle bulmak, gerçek bir arkadaş bulmak kadar zordur. Tabii ben arkadaş istemiyorum , köle istiyorum albayım.

(oyuna geliyordum. oyuna gelmemeliydim bana oyun oynanmamalıydı. bütün gücümle uyanık kalmalıydım; başkalarının rüyalarını görmemeliydim.)

Mesela ben,pijama üstünü katlamayı kesinlikle bilmem.Bu soruları da Bilgeyle konuşamam ya.İnsan bir kadını severse,ona herşeyi sorar ya,neyse.

kızı üzmüyorsun ya Hikmet?

fakat oyunları unutacak albayım, yaşamak istiyorsa unutacak. sadece ağladığını ve bir zamanlar çok mutsuz olduğunu hatırlayacak.


Eşyanın sürekliliğinden çekiniyorum. Bu sürekliliğin kendisine bulaşmasından korkuyordu. Yaklaş onlara, dokunmaya çalış. Onlarla uyuşmaya çalış. Hayır, kaybolurum sonra, eşyanın içine düşerim. Bilge de onların arasında. Bilge'ye ulaşmak için, onların arasından geçmek zorundasın. Olmaz, ben yalnız Bilge'yi istiyorum. Bilge her yere kök salmış, ayıramazsın Bilge'yi onlardan-, sonra çok acı duyar. Bilge beni dinliyor. O başka. Yüzünde, ilgiye benzer birşeyler var. Senin gibi değil Bilge: Eşyayı ve seni birlikte seviyor. Fakat ben eşya gibi olamam. Eşyanın belirli kuralları var Ne zaman ne yapacağı belli Ben, istesem de, bunu beceremem. Böyle olduğumu Bilge'ye anlatsam mı? Sakın ha. Ya anlarsa? Deli misin? Eşya, seni eleverecek değil ya. Ya sorarsa? O kadar biliyorsun. Nasıl biliyorum? Biliyorsun işte: Devetabanı ne renk? Neresi? Yaprakları canım. Yeşil. Gördün mü? Sen, kaldığın yerden devam et sözlerine. Bu duraklamanın neden olduğunu anlamadı, değil mi? Duraklama bile olmadı. Sen konuş.