12 Kasım 2011 Cumartesi

atarsa van ve şiirler...

Ben şafak sayadurayım, günler peşpeşe geçiyor, ömür tükenip bitiyor..
Derken bir bunalım beni içine çekiyor, çekiyor, çekiyor.. Yok diyor, sen hiçbirşey yapma, kimseyi görmesin gözün, kimsenin laflarını duymak, kafayı takıp sinir olmak zorunda kalma. Yalnız kal sen diyor, kimseyle program yapma, tek başına takıl, kimseyi beklemek, kimseyle buluşmak zorunda hissetme kendini. Yalnızlıktır da güzeldir diyor, güzeldir, valla bak, bir dene, sen de seveceksin..
Ve deniyorum.. 11.11.11 geyiğini 1 başıma 1 yerlerde yaşıyorum.

Şiirle haşır neşir bir insan değilim ben. Yani, üniversite yıllarında bir dönem Can Yücel ve Nazım Hikmet şiirlerine fena sarmıştım evet ama uzun yıllardır şiir okumuşluğum yok. Şiire karşı ne bir önyargım vardır ne de aşırı müptelalığım..
Geçtiğimiz hafta maya sahnesindeki bir oyuna giderken aldığım maya kart ile mayadaki tüm oyunları ücretsiz izleyebildiğimden ve yapacak daha iyi bir işim olmadığından ve dışarı çıkmak istediğimden ve kimseyi görmek de istemediğimden dün akşam mayadaki "üstü kalsın" adlı şeye gittim. Şey diyorum çünkü ne diyeceğimi bilemiyorum. Tiyatro gerçek adlı grubun olayıydı ama bence tiyatro değildi. Dinleti de değildi. Şimdi bıraksam kendimi Hakan Gerçek'i yerden yere vurabilirim. Sahne performansı bence fena halde kötüydü. Nefesi, öksürmesi, o dapdar havasız salona rağmen sahnede sigara içmesi (ki bence salon isterse onbinmilyon metrekare olsun sigara o ana olağanüstü bir ifade katmıyorsa sahnede asla sigara içilmemeli), iki monitorden şiirleri çaktırmadan okuması, yapmacıklığı,vs.. Neyse, vurmayacağım dedim ya tutamadım kendimi.. Ara ara da güldüm hani, adamın artistliğine, uyduruk birşey yapmış olmasına rağmen kendinden fena halde memnun haline, tavrına.. Bu insanların bence bir tane bile yakın arkadaşı yok. Demiyor mu kimse olmuyor Hakan bu böyle, yemez seyirci bu dalgaları diye.. Yok demek ki , ya da dedirtmiyorlar duvarlarını örüp..
Her neyse.. Sonuca gelecek olursak, adam ne kadar başarısız olursa olsun Cemal Süreya o kadar güzel şiirler yazmış ki onun hatrına sonuna kadar kalabildim salonda. Ve üstelik çıkar çıkmaz bir Cemal Süreya kitabı almak, hemen şiirlerine gömülmek için can attım. Ve aldım da.. Eğer ki adamın amacı buysa bence başarılı oldu. Ama bu başarıyı kendine yazmaması gerekir diye düşünüyorum. Bu başarı Cemal Süreya'nın başarısıdır.. Ya da benim fevkalade melalkolik ruhumun başarısı..
Ama baksanıza şu şiirin güzelliğine..

GÜZELLEME

Bak bunlar ellerin senin bunlar ayakların

Bunlar o kadar güzel ki artık o kadar olur
Bunlar da saçların işte akşamdan çözülü
Bak bu sensin çocuğum enine boyuna
Bu da yatak olduğuna göre altımızdaki
Sabahlara kadar koynumda yatmışsın
Bak bende yalan yok vallahi billahi
Sen o kadar güzelsin ki artık o kadar olur

İşe bak sen gözlerin de burda
Gözlerinin ucu da burda yaşamaya alışık
İyi ki burda yoksa ben ne yapardım
Bak çocuğum kolların işte çıplak işte
Bak gizlisi saklısı kalmadı günümüzün
Gözlerin sabahın sekizinde bana açık
Ne günah işlediysek yarı yarıya

Sen asıl bunlara bak bunlar dudakların
Bunların konuşması olur öpülmesi olur
Seni usulca öpmüştüm ilk öptüğümde
Vapurdaydık vapur kıyıya gidiyordu
Üç kulaç öteden İstanbul gidiyordu
Uzanmış seni usulca öpmüştüm
Hemen yanımızdan balıklar gidiyordu.