30 Mart 2011 Çarşamba

vakit yok gemi kalkıyor artık...

Yazıyı yazmadan başlık bulanlardan mısınız? Yoksa yazıyı yazdıktan sonra başlık düşünenlerden mi? Ben sanırım çoğunlukla önce başlığı yazıyorum. Hem blogun formu öyle olduğu için, hem de yazıya göre başlık bulmak fikri beni kastığı için. Ama gelin görün ki bu yazıya başlık bulamadım. Çünkü ne neyle ilgili yazacağımı biliyorum ne de ne yazacağımı. E, uzun zamandır da yazmayınca elim de unuttu napıcağını ne yalan söyliyim.
Bu arada işyerinden blogspota girebiliyorken evden nasıl oluyor da giremiyorumu çözememiştim ki ayheyt DNS değiştirtti, ve giriverdim.

Bu DNS olayların ultra mega uyuz oluyorum. Arkadaş madem bir adres değişikliği ile girebileceğim ben bu siteye, sen neyi engellediğini sanıyorsun? Nedir yani, DNS değiştirmeyi bilmeyen insanlara has bir engel mi bu koyduğun? İnterneti yasaklamak nedir hala ya? İnternet bu, ne yaparsan yap bir yolu bulunuyor, bir çözümü bulunuyor. Sen de kendi geri kafalığınla kalıyorsun..

Bir muhabbet kuşu aldım, birkaç ay oluyor aslında. Gündüzleri oyunbaz, geceleri baykuş. Gündüzleri ondan enerjiği, ondan çılgını yok, ama ne zaman ki hava kararıyor o kuştan eser kalmıyor. Böyle mazbut, mülayim, ağırkanlı, sürekli uyuklayan bir kuş oluyor. Kafesine elimi sokuyorum, başını okşamama izin veriyor, mübarek karabaş sanki. Dışarı çıkarttığımda hemen perdeye konuyor ve elime aldığım anda elime bir hatıra bırakıp yoluna bakıyor. Her elime aldığımda mutlaka anı defterine bir imza atıyor. Hiç ıskalamadı. Hep tutturdu. Ben de imzanın rengine ve kıvamına göre sağlık durumunu teşhis ediyorum. Hah diyorum bugün iyi veya üşütmüş heralde..

Şimdi yine bir perdede, dokunmasam tüm gece orada kalacak biliyorum. Hem onun hem ayheytin sol gözünde bir yaratık oluşması tesadüf mü? Arpacık gibi, kabuk gibi birşey..

1 yıllık abone olup da son 4-5 ayında semtine uğramadığım spor merkezine gitsem ve yalvar yakar olsam, desem ki son geldiğim günden itibaren üyelik bitiş tarihime kadar geçen süreyi gelmek ama para vermemek istiyorum. İşe yarar mı sizce? Yararsa da ben gider miyim sanki?

Zor iş spor yapmak. Akşam işten eve yorgun argın gelip, hazırlanıp, o kalabalığa, o gürültüye gitmek, sonra gecenin bir vakti tekrar eve gelmek.. Bir yandan güzel, kafa dağıtıyorsun, sağlıklı oluyorsun falan.. Ama bir yandan da çok üşendirici. Ki gitmememizdeki birincil sebeptir üşenmek.

Başka ne desem.. Pek de laf biriktiremiyorum..

Bir de şey diyecektim, çok konuşan insanlara ultra mega uyuz oluyorum bu ara. Sırf kendi konuşup karşısındakini dinlemeyenlere ise ekstra mega uyuz oluyorum. Özellikle işyerinde, sorduğum soruya binbir takla atarak cevap veren, konuyu teee en başından ele alan şahıslara, angut muyum ben be yaw diye bağırmak istiyorum bazen..

Şimdilik böyle olsun.. Sonrasına bakarız..
Belki artık işyerinde de vaktim olur yazmaya, kim bilir..