16 Ekim 2009 Cuma

onun arabası var güzel mi güzel

istanbul'da araba kullanmak için bol vakit, bol para, bol sabır, bol sükunet, bol dikkat gerekiyor. başka bir ülkede araba kullanmadığım için karşılaştıramayacağım ama bütün ülkelerde durum buysa vay halimize. araba kullanmanın neden stresli birşey olduğunu ve neden bu kadar çok kaza olduğunu düşünürken kocamla, bazı çıkarımlarımız oldu, hemen paylaşmak isterim;
- daha küçücükken özellikle erkek çocukların eline hemen araba verilir. hatta bir değil, birkaç araba. çocuk bunları alır, önce koridorda yürütür, sonra yanyana yürütür ama en sonunda sıkılır ve ikisini burun buruna çarpıştırmaya başlar. o yaştaki veletin bile aklı almaz bu arabaların yanyana gitmesi gerektiğini. kardeşlik, barış vs.
- araba kullanmayı öğrenirken bir takım püf noktalar öğretilir bize. önündeki yavaş gidiyorsa geç onu, selektör yak, kornaya bas, küfret, kendini ezdirme, üstüne sürenden korkma, o senden korksun. en hızlı hep biz olmalıymışızcasına eğitiliriz. sonra birer küçük canavar olarak çıkarız yola.
- hız yapmak, kırmızıda geçmek, kuralları çiğnemek cesaret belirtisi olur her zaman. bir kadını sıkıştırdığı ve kornalı, selektörlü tepki aldığı için çok eğlenen, zevkten dört köşe olan pek çok erkek mevcut güzide şehrimin güzel sokaklarında.
- yavaş giden insanlardan nefret etmek de var. yavaş gidiyorsan - yavaş dediğim diyelim ki 90 olsun - bil ki arkandakiler senden nefret ediyor. sen kurallara uyan ödlek bir kedisin. küçümser bakışlarla sana bakıp bakıp geçerler.

araba kullanırken bu saydığım tipolojideki insanlar arasında gidip geliyorum. yani yeri geliyor ben de yavaş giden birine kızıyorum, yeri geliyor bana kızıyorlar, bol bol küfür yiyorum. ama şerit değiştirir gibi bu hal ve davranışlarım da zırt pırt değişebiliyor. zira, yol uzun ömür kısa..

3 yorum:

malumafatrus dedi ki...

araba kullanmayan biri olarak şu gözlemlerde bulunmak istiyorum ben de; kadınlara araba kullanmayı genelde eşleri, babaları abileri öğretiyor ve kendimden biliyorum bu süreçler çok sancılı oluyor. Sonra hatun milleti bu stresle trafiğe çıkıyor ve gerim gerim geriliyor. Zaten erkekler de kadınlar kötü araba kullanır ön yargısı ile dolaştıklarından süpersonik bir çatışma oluyor, hayat da süper çekilmez bir hal alıyor.

ondan idealim sanırım özel şöförlü hayat:)

Fery... dedi ki...

yalnız nasıl doğru bir tespitte bulunmuşsun, benim minik yeğenlerin oyuncak arabaları ile oynayışlarını gözümün önüne getirdim de tam da anlattığın gibi hiç huzurlu huzurlu oynadıklarını görmedim hep bir çarpışma oradan oraya atlama ama bu onlara öğretilen bir şey değil anlamadığım doğuştan mı getiriyoruz bazı vahşi duyguları, ben bunu bir düşüneyim...

kusburnu dedi ki...

içgüdüsel olabilir ama çocuk onu da görüyor muhtemelen, aileden görmese başka bir arkadaşından görüyor, o başka çocuk da birinden görüyor, belki tvden falan.. içgüdüsel olarak arabaları birbirine vurması gerektiğini hissetmek.. hmm..