23 Kasım 2009 Pazartesi

hedefe kitlenip yaşamak yaşamak mıdır?

şu an akşam olsun da şurdan çıkalım diye düşünüyorum. çıkınca kendimi daha iyi hissedeceğimi sanarak. akşam davul iyi geçsin de eve gidip dinleneyim diye düşünüyorum sonra. sonra gece gelsin de yatıp uyuyayım. sonra ertesi gün olsun da işe gideyim ve bu hafta böylece çabuk bitsin diye düşünüyorum.
bu anı pek düşünmüyorum. bu benim her daim problemimdi, nasıl çözeceğimi de bilmiyorum. ama bu şekilde yaşamak çok zor ve sıkıcı. sürekli geleceği düşünmek - ki bir an sonrasını garantisi yok - ne aptalca bir yaşama mevhumu..
sanırım problem zamanla alakalı. zaman diye bir şey olmasa, hiç böyle tasalarım olmayacak. yetişecek bir yer, doldurulacak bir mesai olmasa mesela. gönlümden geçtiği gibi yaşabilsem. zamanın değersiz olduğu, saate bakma gereksinimi duymadığım bir hayat sürebilmek isterdim. fena halde hem de..
küçükken bakkala inip bir adet tadelle alarak geçirebildiğim ruhsal sıkıntım büyüdükçe tatminsiz bir hal aldı..
zihnim bunu inkar etse de bedenim ve beynim edemiyor.

1 yorum:

malumafatrus dedi ki...

Ömer Özgüner'in kitabında vardı bu tür bir paragraf. Sürekli birşeyleri bekleyerek mutlu olmak, Cuma olsun, akşam olsun, tatil olsun diyerek ömrümüzü geçiştiriyoruz.

Sen içine bir dön bak sor bakalım bu mutsuzluk hali neden, isterse bir tadelle al içine, ama kendinle derdini çöz evvela. sonra etrafı görmezden geleceksin, anında keyfine varacaksın.