5 Temmuz 2012 Perşembe

Kendini bişey sanma!


Ahanda başlıyorum yazmaya.. Konumuz dün gittiğim konser. Mehmet Erdem konseri @JollyJokerBalance. Her şeyden (bu ayrı mıydı bitişik miydi, yazarken altını kırmızı çizdi diye ayırdım, pef) önce ilerleyen yaşım ayakta dikilmeli konserlerde 1. saat sonrasında performansımı %50 düşürürken, uzun saçlı kadınları saçsal teması, uzun boylu ve iri kıyım (genç irisi) kadın/erkeklerin tensel temas kurup önüme geçme çabası, üzerimden şişe geçiren yarmagül garsonların müsaade istemeleri falan da sinir katsayımı %60 civarında arttırıyor. Ve tam o anlarda neyime benim konser monser, oturaydım evimde, açaydım müziğimi, takaydım kulaklığımı, dinleyeydim moduna giriyorum. Derken bir şarkı çalıyor "laaann en sevdiğim şarkı bu, oley" diyip tüm temasların anlamını kaybettiği bir hale geçiyorum.
Dünkü konserde bu an bir kere yaşanabildi. O da Mehmet Erdem'in hiçbir yerde çalamadığımız Leyla ile Mecnun parçalarını çalalım dediğinde oldu. Hem jeneriğini hem de acıklı anlarda çalan parçayı çaldılar. Çok süpersonik bir an oldu, iyi oldu.
Albümdeki tüm şarkıları söyledi Mehmet. Bir ara Cihan Güçlü'yü çağırdı sahneye, onunla L&M'nin sezon finalindeki eksik bir şey adlı şarkıyı söylediler. Şarkıyı bilmediğimden, sesten sözden de pek birşey anlayamadığımdan beğenmedim ama bilenler eşlik etti falan..
Ben yazıyı bitirene kadar kargo geldi, in, çık, derken mesai başladı.. Arkası yarın..

1 yorum:

malumafatrus dedi ki...

Tüm sevdiklerimi açık havada oturabildiğim, yanımda sigara içmeyen, ergen olmayan dinleyicilerle (sayıca ne kadar az o kadar iyi) dinlemek istiyorum. Her şekil ve şartta kol saç ıvır zıvır temasından da nefret ediyorum.