23 Ocak 2009 Cuma

gün ağarmıyor

her sabah serviste işe gelirken birşeyler okuyabilmek için günün ağarmasını beklemek ne kötü! ve daha da kötüsü servisten inene kadar gün zaten ağarmıyor, servisten indim, hala ağarmadı.. günler mi karanlık, gözlerim mi körleşti? güneşi görmemekten, susuz bir akvaryumda yaşamaktan dünyaya bakışım mı karardı yoksa? akşamları da aynı şekilde, karanlıkta yolculuk yapmak, havasız bir minibüste, kalorifer sıcağında haşlana haşlana, oksijensiz ve yorucu bir yolculuk yapmak.. ben bunun için mi gelmişim bu dünyaya? kendimi çok zavallı hissediyorum.. bitse de gitsek ritmi içimde, bana ayrılan sürenin sonuna gelmeyi iple çekiyorum..

2 yorum:

malumafatrus dedi ki...

ayy buna kesin müdahele etmem gerek... Bugüne özgü o hava karanlığı çünkü yağmur yağacak, yoksa ben köprüden çıktıktan bir süre sonra senin bana aldığın ışığı söndürüp, günışığı eşliğinde okuyorum kitaplarımı.

Kamuoyunu yanlış bilgilendirmeyelim lütfen:)

kusburnu dedi ki...

ya bırak arkadaşım ne bugüne özgü olacak, karanlık işte hava, kasvetliii.. ben evden çıktığımda sokak lambaları hala yanıyor oluyor, aydede oluyor gökte, uyuyan bir kedi adım sesime uyanıp bana bakıyor, "ne uyandırdın be yaw" dercesine.. karanlık işte.. hep karanlık..