24 Haziran 2010 Perşembe

Sıkıntı ve muz kabuğu

  • Sorunlardan bıktığım için ve birlikte iş yaptığım insanlara zerre güvenim kalmadığı için bu iş ortamından ve yaptığım işten fena halde sıkılmış durumdayım. Bunun deniz tatiline muhtaç bünyemle ne derece ilgisi olduğunu ise ancak tatile gidip döndükten sonra anlayabileceğim. Bunun için de hayli zaman geçmesi gerekiyor, ne acı.
  • Parmaklarım ısırmaktan ve kanırtmaktan lime lime oldu. Dinlediğim şarkıya bağıra bağıra eşlik etme arzusuyla yanıp tutuşurken neden kabul edilirken hata alan faturalar veya yanlış çıkan ödeme listelerinin stresiyle boğuşuyorum. Bir anlasam.
  • Yazın ortasında yağan yağmurla soğuyan hava.. Isınmanı çok istemiyorum ama en azından bir parça güneş göster şu yanan gözlerime. Belki yaşam umudu olur, yaşama sevinci doldurur bünyeme.
  • Öğlen tatilini hakkını vere vere kullanan insanlara çok özeniyorum. Öğlen tatili benim için hızlıca yemek yenip tekrar masaya dönülen bir saatlik bir ara. O arada bazen yazı yazıyorum, bazen iş yapıyorum, bazen uyuyorum. Ama öyle insanlar var ki 12de masasından kalkıp 1de geri dönmeyi başarıyorlar. Hakkını veriyorlar yani, haksız mıyım?
  • Halisunasyonlar görüyorum. Balkonda bana bakan birisini gördüm misal. Sonra bir takım hayvanlar görüyorum, yürüyorlar. Ve en sonunda bu sabah ses duymaya da başladım. Birisi kısık sesle adımı fısıldadı. Servisteydim, sabahtı, iki kere seslendi biri bana. Seslenme olasılığı olan arkamda oturan tek kişiye baktığımda ise uyumakta olduğunu gördüm. Zihnimin oynadığı oyunlara teslim olayım mı, direneyim mi bilmiyorum. Tek bildiğim günlerdir bir rüyada yaşıyor gibi olduğum.
  • Duman'ın ah adlı şarkısını dinlemeyi seviyorum şu sıralar. Hele ki o girişi..

Hiç yorum yok: