17 Haziran 2010 Perşembe

yaza yazı

  • Şirkette oturduğum yerden duyduğum yüksek sesli telefon konuşmalarını söz yapıp, bu konuşmaların bende bıraktığı asabiyeti ilham kaynağı belirleyip her birine bir türkü bestelemeye başladım. İçimdeki arabesk türkücü gün yüzüne çıktı, unkapanı yollarına düşmeme ramak kaldı.
  • Düğün mevsiminin açıldığını her gün evimizin az ötesinde patlayan havai fişeklerden öğreniyorum. Geçen sene bugünlerde ne yapıyorduk diye açıp baktığımda ise paketleme işleriyle meşgul olduğumu, odamla vedalaşma seromonilerine gark olduğumu görüyorum.
  • İş hayatında kimsenin yüzüne bağırıp çağırmayı, kavga etmeyi sevmediğimden sürekli kendi kendine kavga eden bir insana dönüştüm. Etrafımdakiler de öğrendi artık, ne derece asabi olduğumu. Oysa kavga edebilsem, yüzüne konuşabilsem kızdığım kişinin belki herşey çok daha kolay olacak. Ama kavga ederken hiç olmayacağım şekilde çirkefleştiğim için - bir de ağlamaya başlıyorum - şahsi kanaatim böylesinin benim için daha iyi olduğu yönünde.
  • Evde yalnız kaldığım geceler, salonda otururken her an içeri birisi girecekmiş korkusunun ana kaynağını fena halde merak etmekteyim. Bunun için benimle birlikte çocukluğuma inmek isteyen olursa gelsin, bir inip bakalım.
  • Mojitodaki nane yapraklarını maydanoz sanan, salondaki masanın örtüsünü gönlünce değiştiren, ıvır zıvır dolabını büyük bir heyecanla düzenleyen, masamdaki yırtık peçeteye sevgi notu iliştiren anneme iyi yolculuklar diliyorum ve seviyorum her daim.
  • Bugün yaptığım Güneşli - Acıbadem yolculuğu sonucu (18:30- 19:45) anadolu yakasında oturup güneşlide çalışan aklıselimlere sabır dilemiyor, bir an önce evlerini bakırköy civarına taşımalarını öneriyorum. Ben böyle bir ömür törpüsü trafik görmedim. İstanbul'daki her trafik sıkışıklığı ile kesişen başka bir güzergah var mı acaba?
  • Müşteri miyiz, işi yapan mıyız konusu netleşmediği sürece müşterisi olduğumuz grup şirketi tarafından yönetilmeye boyun eğmek zorunda kaldığımız için şirketimizin tüm üst düzey yöneticilerine beceriksizlik ve iş bilmezlik madalyası verilmesini öneriyorum. Her ay ödediğimiz milyarlarca lirayı da mümkünse benim hesabıma transfer etsinler.Etsinler ki onları affedeyim!
  • Hava sıcaklığı - boğaz kuruluğu - su tüketimi - tuvalet ihtiyacı döngüsüne ancak mevsim değişikliği son verecek, bunu biliyorum. Kendime ve tüm bol su tüketirlere sabırlar diliyorum.

  • 1991-1998 yılları arasında belli seneler dersimize giren pek muhterem İngiliz hocamız David Mcmanaman 10 Haziran'da vefat etmiş. Sebebini bilmiyorum, uzun bir zamandır aklıma bile gelmiyor olmasına rağmen ölümüne fena halde üzüldüm. RIP yazmış sınıf arkadaşlarım facebookta.. Öyle olsun, rahmet yağsın..

Hiç yorum yok: