18 Kasım 2008 Salı

yağmur yağdı kaç kaç kaç!!!



yağmur! bugün delirttin beni yağmur! evdeyken iyisin, güzelsin, hoşsun da, dışarı adım attığım andan itibaren sana tahammül edemiyorum. sırılsıklam ettin beni sabah sabah.. ve ben 5 yaşındaki bir çocuk ağlaklığıyla ağlaya zırlaya eve döndüm.. küstüm sana! tabii ki de bu küsmüklüğüm 5 dakika sürebildi, sonrasında tıpış tıpış yola koyuldum. işe geç kalmam da hoş oldu tabii.. trafik felç malum.. yok temde tır devrilmiş, yok köprüde çalışma, nasıl bir zincirleme etkileşim varsa arada kelebek etkisi gibi mübarek.. tekirdağ'da kaza olsa bizim evin önü tıkanıyor.

yok ama, bu şehire bu kadar insan çok.. gidicem ben, en yakın zamanda terk-i diyar eyleyeceğim.. yazık istanbul'a, kambur oldu şehir resmen.. eme eme kan bırakmadık şehirde.. herkesin altında bir araba, her arabada tek kafa.. araban olsun eyvallah da bari durakta dona dona otobüs bekleyen, otobüse kapıya sıkışmadan nasıl binerim diye düşünen birilerini de al arabana.. bu kadar mı bencilsin be insanoğlu!

isyankarım bugün.. akşam da yarım saat otobüs bekledim, gelen durmadı, duranda yer yoktu.. dondum, zaten hapşurup duruyordum sabah beri, bu da son nokta oldu.. bekle beni hastalık.. geliyorummmm..

Hiç yorum yok: