24 Aralık 2009 Perşembe

kadir, bu yazıyı oku ve beni ara

sevgili kadir,
bu ne kadir bilmezliktir ki şehrimizin içine eder eder durursun. şikayetim de derdim de çok, o yüzden nereden başlamam gerektiğini düşünmekteyim. şimdi, yaptığın iyi şeyler de yok değil allah için, misal metrobüs. varlığı iyi birşey ama metrobüsü yaşamak korkunç ötesi. bir gün senden rica ediyorum akşam saat 18-20 arası metrobüsle seyahat et. mümkünse dışarıda hava çok soğuk olsun. ve her durakta inip sonraki metrobüse tekrar bin. bin ki biniş anını, durakta bekleyen insanların ruh halini falan yakinen yaşa. bakalım kaç tinerci, kaç deli, kaç kokarca çıkacak karşına metrobüste, benim için say onları ve not et. umarım bana çıktığından daha çok çıkmaz senin karşına, yazık olur sana valla.


sonracığıma bu kaldırımları kafeye dönüştürme aklını sana kim verdi? araç değil de yaya sayısında bir fazlalık olduğunu düşünen biri vermiş olmalı, zira kaldırımlardaki sandalye, masa ve kalabalıktan kaldırımlar yürünmez hale geliyor. haliyle yayacıklar caddelerden yürümeye çalışıyor. hava karanlık, ışıklar da yanmıyorsa bu vesileyle ciddi bir nüfus daralması yaşanabilir. eğer amacın buysa. yok, gözümü para hırsı bürüdü, zenginlere nasıl yaranacağımı bilemedim, alın ulan tüm kaldırımlar sizindir lafı ağzımdan çıkıverdi diyorsan o başka tabii. para kazanıyorsan bu işten diyeceğim birşey yok. ama o parayı ne yapıyorsun sonra onu merak ediyorum. mesela o para sayesinde metrobüste ucuzluk mu yapacaksın, köprüleri beleşe mi çevireceksin, her türlü akbil aktarmasına imkan mı sağlayacaksın? her neyse planladığın bir an önce yap, yoksa o paraları ekibinle birlikte cukkaladığını düşünmeye başlayacağım.

yıllardır yerinde duran akaretler durağından ne istedin kadir? ne yaptı sana o garip durak? zaten ezik ezik bir köşede durur, tek tük otobüsten nasiplenmek isteyenleri kollarına alırdı. oraya yapılmakta olan otel mi nedir, onun sahibine mi yaranmaya çalıştın? otopark mı yapacaksın oraları? çay bahçesinden ne istedin? otelin yanında sönük kalır diye mi utandın? istanbul böyle güzeldi be kadir, ellemesen iyiydi. çay bahçesinde çay içen, denize dalıp hayal kuran insanların ellerinden bu imkanı almasan iyiydi. ama aldın, artık bir durak fazladan yürüyor insanlar, zaten trafik, otobüs azlığı vesaire sebeplerden ötürü ev yolculuğu gayet uzun süren insanlar için ekstra bir vakit kaybısın.

neden otobüs şöförleri hep çember sakallı? böyle bir koşulun mu var? ve neden hepsi kaba? şurada inebilir miyim dediğimde bir şöföre neden bana baş hareketleriyle çeşitli tripçikler yapıyor da sesiyle sözüyle cevap vermiyor. ağzında sakızı, o ukala görüntüsüyle ne oluyor da beni aşağılayabiliyor?

sorularıma cevap ver kadir. ben bu şehri çok seviyorum ama senin yüzünden her geçen gün biraz daha uzaklaşıyorum bu şehirden. kafan çalışsın kadir, kafan sadece paraya değil, hizmete de çalışsın. çalışsın ki bu şehirde, bu güzelim şehirde yaşamak bir eziyet değil, bir zevk haline dönüşsün. hedefin bu olsun, yer altı yer üstü geçitleri yapmak değil!

2 yorum:

malumafatrus dedi ki...

kazandıkları tüm paralar boğazında kalsın inşallah diyor, gözlerinden öpüyorum değerli kuşburnu.

Fery... dedi ki...

keşke okusa keşke umursasa keşke dikkate alsa.... -se , -sa...

istanbul böyle güzeldi be kadir, ellemesen iyiydi...