17 Haziran 2009 Çarşamba

hep iyi olma derdi beni gerdi

Hep iyi bir insan olarak buldum kendimi. Ya da kendi kendime öyle geldim. Yalandı muhtemelen. İyiliğimin başıma bela olacağını bilmiyordum. Çünkü iyilik denen şey aslında bir miktar karşılık bekleyen birşeymiş. Bunu yaşadıkça farkediyorum. Ya da ben karşılık görmek için iyilik yapıyor da olabilirim. Şu sıralar yediğimi düşündüğüm kazıklar belki anlatınca dişe dokunur gelmeyecek ama bana nedense çok koyuyor.
Sevgilisinden ayrıldığı ve bir evi olmadığı için hiç bize sormadan, tamamen samimiyetimize dayanarak evimizde kalmaya başlayan, taşınırken eşyalarını aşağıda bırakan, eşyalarını yukarı taşıdığımız - defalarca inip çıkmak suretiyle - bir arkadaşımız ne oluyor da sevgilisiyle barıştıktan sonra eve adımını atmıyor. Üstelik eşyalarını da almıyor. Bizim evimiz depo mu? Ardiye mi? Bu ne vurdumduymazlıktır, bir insanın ses çıkarmamasından bu kadar mı istifade edilir? Üstelik sadece benimle yakın münasebeti olan, evdeki asıl kişiyle çok süper muhabbeti dahi olmayan bu kişi evi boşaltacağımız günlerde neden eve gelip de eşyalarını toplamaz? Biz bunu hakedecek ne yaptık?
Eşyalarımı alırım ben demeyip de bize sen de eşyalarını toplarsın artık dedirten bu şahsın derdi nedir? Bunlara fena halde takığım şu sıralar.
Buna benzer yaşadığımız bir diğer vak'a daha beter sonuçlandı. Kafasına göre evimize girip çıkan bir başka arkadaşımız - başımızın üstünde yerin var demiştik - en son sınav kağıdı bizim adrese geldiği için ve sınava bir gün kaldığı için bizi yolumuzdan çevirmek suretiyle sınav kağıdını ayağına getirtti. Sonra da ne telefonlarımıza cevap verdi, ne halinden haberdar etti, bir kaç ufak eşyasını evimizde bırakmak suretiyle çekti gitti. Ev paylaşımını geçtim, kaç yıldır tanıdığım bir insan bana neden bunu yapıyor? Derdi ne? Gerçekten anlamıyorum. Derin bir depresyona girmiş bile olsa buna hakkı yok diye düşünüyorum. Kaldı ki depresyonluk bir durumu yoktu.
Herkes yapılacak birşey varsa yardıma gelelim diyor şu günlerde, yapılacak birşeyler olduğu aşikar, neden gel dememizi bekliyorlar. Günler önceden aramış bir arkadaşıma bu haftaiçi toplanacağız dememize rağmen neden dün gecenin körü arayıp yarın geleyim diyor. Neden bizim onun işine göre toparlanacağımızı düşünüyor.
PMS'ten de olabilir ama ufak ufak kimse beni sevmiyor, kimse beni umursamıyor sendromunda olduğumu hissediyorum.
Şimdi yakın sandığım bir arkadaşımdan bir mail geldi. Gözlerim doldu, gırtlağıma birşey takıldı. Sıçtığımın şirketinde de ağlanmıyor ki şöyle anıra anıra..
Neyse, araba bulursam şayet akşam arabayla döneceğim, yolda zırlarım.
Hadi bu kadar yetsin artık!

1 yorum:

malumafatrus dedi ki...

sen sanat alemindesin ya, sanat aleminde bu tavırlar olağan gibi geliyor bana. mühendis çocuğu da bulaştırdın buralara, efendi de kendisini bişey demiyor tabi.

Ben koyardım kapıya eşyalarını valla, yada beşiktaş belediyesini çağırıyorsun senin çöpe atılacak mobilyalarını alıyor başkasına veriyor onu yapardım. İyi gün dostu kötü gün dostu hadisesi bunlar.

Umursanma hadisesi için limitim 5 'i geçmez. Umursanmadığımı farketmek çok da üzmez beni. Ya da üzer ama ben üzmemiş gibi yaparım. Enayiliğimizden, ve haklı olduğumuzda bile vicdanımızın bizi eik hallere getirmesinden fevkalde muzdaribim. Yeni iş, yeni ev, yeni karakterler hayallerindeyim.