25 Mart 2010 Perşembe

abidin olma çabaları


Mutluluğun resmini çizemiyor olsam da çekebildiğime inandırıyorum kendimi. Mutluluk güneşli bir günde, fenerbahçe parkında, sevgiliyle birlikte denize nazır bir kahvaltı yapmak değildir de nedir? Evde hazırlanmış kahvaltılıklar, termosta çay, fırından alınmış cevizli ekmek, ağızda dağılmanın sözlük anlamı olan kurabiyeler ve tabii ki yumurta.. Ve fonda gitar çalıp şarkı söyleyen bir adam.. Tam kahvaltı şarkısı söyledikleri, öyle güzel, öyle sakin..
Depolanıyor mu mutluluk acaba? Şu anda mesela o anları düşünüp gülümseyebiliyor muyum? Eğer öyleyse depolanabiliyor mu demektir? Sanırım evet.

Şu sıralar midemde hissettiğim krampın altından iyi bir şekilde kalkabilsem mesela, ancak o şekilde değer di mi bu krampı çekmeme? Oldu bittiye getirmemek gerekiyor yaşananları, anı yaşamak gerekiyor. Her anın tadını çıkartmak, her anı doya doya yaşamak gerekiyor.

Biz faniler sanki yıllarca yaşayacakmış gibi planlar, programlar yapıyoruz. Birşeyleri saklıyor, depoluyoruz. Onları kullanabileceğimize dair hiçbir garantimiz yokken neden böyle davranıyoruz? Herşeyin değerini kaybedince mi anlayacağız?

Hadi bakalım..

2 yorum:

ayheyt dedi ki...

kahvaltı keyfi budur.

sakin, mutlu, melodik, lezzetli, huzurlu ve ferah.

Fery... dedi ki...

bayıldıımmmm....